6 Mart 2010 Cumartesi

Ayın Atatürkçüsü; Atatürk'ün En Yakın Arkadaşlarından Mahmut Esat Bozkurt


Mahmut Esat Bozkurt Atatürk'ün yakın arkadaşlarından ve Atatürkçülüğün en iyi uygulayıcısıdır. 1892'de Kuşadası'nda doğdu. Babası Kuşadası'nın ilerigelen ailelerinden Hacımahmutoğulları'ndan Hasan Bey'dir.


1911'de İstanbul Hukuk Mektebi'nden mezun olan Mahmut Esat Bozkurt, İsviçre'de Lozan ve Freiburg üniversitelerinde öğrenim gördü ve kapitülasyonlar konusunda yüksek lisans yaptı.


İzmir'in Yunanlılarca işgali sonucunda Kurtuluş Savaşı'na katılmak için Ege Bölgesinde Kuvayi Milliye teşkilatının içinde yer alarak önemli çalışmalarda bulunmuştur.


TBMM 1.Dönem inde İzmir'den milletvekili olarak Meclis'e girdi. Meclis'te Anayasa Komisyonu ve Dışilişkiler Komisyonun'da çalıştı.12 Temmuz 1922'de Rauf Orbay'ın başkanı olduğu 5.İcra Vekilleri Heyeti'nde İktisad vekilliğine seçildi.



11 Ağustos 1923'de TBMM 2.Dönem İzmir milletvekili seçildi.


20 Nisan 1924'de kabul edilen Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun hazırlayıcıları arasında yer aldı ve Ankara Hukuk Mektebi'nin açılmasında büyük katkıları oldu


1925-1927 yılları arasında Adalet Bakanı oldu ve Türk Medeni Kanunu (17 Şubat 1926) , Türk Ceza Kanunu (1 Mart 1926) , Kabotaj Kanunu (19 Nisan 1926 ) , Borçlar Kanunu (26 Nisan 1926), Ticaret Kanunu ( 29 Mayıs 1926) gibi Türkiye Cumhuriyeti hukuk sisteminin temel yasaları, Mahmut Esat Bozkurt'un Adliye Vekilliği döneminde hazırlandı ve yürürlüğe girdi.


Cumhuriyet tarihinde Bozkurt-Lotus vakası olarak adlandırılan, Bozkurt adlı Türk gemisiyle Lotus adlı Fransız gemisinin 2 Ağustos 1926'da Ege Denizin'de çarpışması nedeniyle iki ülke arasında çıkan anlaşmazlıkta Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni Lahey Uluslararası Yüce Divanın'nda temsil etti. (1927). Bu dava, tarihçiler tarafından, Türk hukukunun ve adalet örgütünün kapitülasyonlar dönemini geride bırakarak insan ve egemenlik haklarına dayalı çağdaş hukuk düzeyine yükseldiğinin bir simgesi olarak değerlendirilmektedir.


1934'te soyadı kanununda Atatürk'ün kendisine ''Ateştentürk'' soyadını istememesi arz ederek Bozkurt soyadını almıştır(Atatürk bir tek Mahmut Esat'a Türk kelimesi geçen soyisim önermiştir)


Mahmut Esat Bozkurt Atatürkçülüğün en iyi uygulayıcısı olmuş ve görev zamanında Atatürkçülüğü Türk insanına aşılamıştır


21 Aralık 1943'de beyin kanaması sonucu İstanbul'da vefat etmiştir.


Başlıca eserleri

Lotus Davasında Türkiye-Fransa Müdafaaları-1927

Türk İhtilalinde Vatan Müdafaası-1934

Türk Köylü ve İşçilerinin Hakları-1939

Devletlerarası Hak -1940

Atatürk İhtilali -1940

Aksak Timur'un Devlet Politikası -1943


Sözleri ;


- Biz Türkiye denen dünyanın en hür ülkesinde yaşıyoruz. mebusumuz inançlarından samimiyetle bahsetmek için buradan daha müsait bir ortam bulamazdı. onun için hislerimi saklamayacağım. Türk, bu ülkenin yegane efendisi, yegane sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları, vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı. dost ve düşman, hatta dağlar bu hakikati böyle bilsinler .


-Cumhuriyet savcıları, Meriç kıyılarında çalışan Türk köylüsünün kaybolan sabanlarından tutunuz da, bu yurtta yaşayanların uğrayacakları en ufak bir haksızlıktan, hatta Bingöl dağlarının ıssız kuytularında nafakalarını bekleyen öksüzlerin göz yaşlarından siz sorumlusunuz.


-Zamanımızın bir alman tarihçisi, gerek Nasyonal Sosyalizm'i ve gerek Faşizm'in Mustafa Kemal'in rejiminin az çok değiştirilmiş birer şeklinden başka bir şey olmadıklarını söylüyor. çok doğrudur. çok doğru bir görüştür.Kemalizm otoriter bir demokrasidir ki, kökleri halktadır. Türk milleti bir piramide benzer -tabanı halk, tepesi yine halktan gelen baştır ki, bizde buna şef denir. şef otoritesini yine halktan alır. demokrasi de bundan başka bir şey değildir..."


-Türk'ün en kötüsü Türk olmayanın en iyisinden iyidir.


-Mecellenin temeli ve ana hatları dindir. halbuki, insan hayatı, her gün hatta her an esaslı değişikliklere uğrar. bunun değişimlerini, yürüyüşünü hiçbir zaman bir nokta etrafında saptamak ve durdurmak olanağı yoktur. yasaları dine dayanan devletler kısa bir zaman sonra ülkenin ve ulusun hak istemlerini karşılayamazlar. çünkü dinler, değişmez hükümler taşırlar. hayat yürür, gereksinim süratle değişir, din kuralları mutlaka ilerleyen hayatın karşısında şekilden ve ölü kelimelerden fazla bir kıymet, bir anlam ifade edemezler. değişmemek, dinler için bir zorunluluktur. bu yüzden dinlerin sadece bir vicdan işi olarak kalması, günümüz uygarlığının esaslarındandır .
-"Atatürk büyük feragat sahibi idi. Millet davası içinde hiçbir teşebbüste, ölüm karşısında göz kırpmadı. O, Çanakkale´de, Bağımsızlık Savaşında ve bütün hayatında hep böyle idi. Mektepten kurmay çıktı. Şam´a sürüldü. Hürriyet için çalıştı. Çanakkale´de bin bir güçlük içinde, kurşun yağmurları altında İngiliz ordularını yendi. O günün yabancı tarihçileri, onun için ´´Çanakkale´de İngilizleri yenen adam!´´ diyorlar."
-"Türk genci! Düşman kalemiyle çizilen tabloyu görüyor musun?! İyi dikkat et. Bu tablo ebediyettir. O kadar büyük ve yüksek ki onu ebediyetler bile kavrayamaz ve kaldıramaz. İşte, Türk budur."
-"Atatürk yalnız dış düşmanla savaşmadı; iç düşmanlarla da uğraştı. Yeni ekonomisiyle, sosyal ve siyasal meseleleriyle bugünkü yepyeni Türkiye´yi yarattı. Atatürk´ün karşısına Büyük İskender mukayese konusu bile olamaz."
-''Atatürk ölebilir mi? Türk milleti, Türk vatanı yaşadıkça o da yaşayacaktır."



2 yorum: